При 494 °С константа рівноваги реакції 2NO + 02<=^ 2N02 становить 2,2. Рівноважні концентрації NO і 02 відповідно 0,020 та 0,030 мопь/л. Обчисліть вихідні концентрації.
Kanımızın içinde dokularımıza oksijen taşıyan hücreler, iltihap hücreleri ve pıhtılaşma ile ilgili hücreler bulunmaktadır. Bu hücreler dışında, pıhtılaşma proteinleri olan fibrinojen, metabolik artıklar, öncül maddeler, yağlar, şeker, hormonlar, fonksiyonel proteinler, enzimler, mineraller, moleküller, vücudun korunma sistemleri, bağ dokuları ile ilgili birçok madde, tümör belirleyiciler ve vücut sıvımız gibi birçok madde kanımızda bulunmaktadır.
Önceden yapılmış standart testlerle bu maddelerin kandaki miktarları standart açlık sürelerine göre belirlenmiştir. Belirlenen bu miktarlar Normal Değerler olarak ifade edilir.
Kan Parametrelerindeki Değişim Hangi Nedenle Olur?
Vücudumuzun herhangi bir yerinde hücresel yıkım artmış, yani o doku hastalıklarla savaşmakta ise, bu hücrelerin içerikleri normalin üzerinde bir seviyede kana karışır. Bu şekilde, bu tip hücrelerin bulunduğu yerde ya da hücrelerin fonksiyonlarında bir problem olduğu anlaşılır.
Vücudumuzda normal olarak bulunmasi gereken bir madde azalmış ya da artmış olabilir. Bu, çok çeşitli sorunlar nedeniyle olabilir. Örneğin demir eksikliği tespit edilmesi bu mineralin alımında, emiliminde, taşınmasında olabilecek sorunları araştırmaya yön verirken, kanama ile kaybını da düşündürebilir. Bu konudaki örnekler çoğaltılabilir.
Vücudumuzda normal şartlarda bulunmaması gereken bir madde yüksek bulunabilir. Bu kanser veya iyi huylu da olsa tümör, sistemik, genetik kaynaklı hastalıklar ve benzeri durumlara işaret eder.
Kanımızdaki hücreler yine çeşitli nedenlerle artmış ya da azalmış olabilir. Kırmızı kan hücrelerinin (eritrositler) dağılım ve büyüklükleri, iltihap hücrelerinin (lökositler) tipleri, pıhtılaşma hücrelerinin (trombosit veya plateletler) dağılımları bize yine birçok kan hastalığı hakkında bilgi verir.
Hemogram, Tam Kan Sayımı:
Testin anlamı: Tam kandaki hücreleri saymak için kullanılan testtir. Genel olarak WBC (lökositler), RBC (eritrositler), PLT (trombositler)’in sayıları ve diğer hesaplamaları içerir. Anemi, enfeksiyonlar, lösemi ve bazı kanama bozuklukları için yararlı bir testtir. Genel olarak bir hemogram testinin parametreleri ve bunların anlamları aşağıda özetlenmiştir.
Gerekli örnek: Hemogram tayini için gerekli tam kanı lavanta kapaklı kan tüplerine (EDTA’lı) alın, 2.0 mL EDTA’lı tam kanı orijinal tüpünde gönderin.
Referans değerler: Yukarıda her test için ayrı ayrı yazılan referans aralıklar sonuç raporunda ayrıntılı olarak sunulacaktır.
WBC (White Blood Cell, Beyaz Küre, Akyuvar) Lökosit (LEU) Sayısı:
Testin anlamı: Kandaki iltihap hücrelerinin sayımıdır. Enfeksiyon ve hastalıklara karşı vücudun birincil savunma hücreleridir. Vücudumuzun herhangi bir yerinde farkında olduğumuz ya da olmadığımız bir enfeksiyon (bakteri ya da virüs kaynaklı), alerjik ya da sistemik bir reaksiyon olup olmadığını, kısaca vücudumuzun romatizma, kanser, ateşli hastalıklar, otoimmun hastalıklar gibi bir hastalıkla savaşmakta olup olmadığının genel göstergesidir. Genel olarak bakteriyel enfeksiyonlarda arttıkları viral enfeksiyonlarda azaldıkları söylenebilir.
Kan düzeyinin arttığı durumlar: Lösemiler, lökemoid reaksiyon, enfeksiyon, akut hemoliz, akut hemorajileri takiben, splenektomi sonrası erken dönemde, polisitemia vera, egzersiz, menstruasyon, soğuğa maruz kalma, anestezi, doğum, paroksismal taşikardi, güneş ışığına maruz kalma, UV radyasyon, epilepsi, kusma, bulantı, elektrik şoku, kabakulak, su çiçeği, kronik enfeksiyonlar, lenfomalar, doku nekrozları, kemik iliğini tutan bazı tümörler, ilaç ya da metabolik intoksikasyon, hipersensitivite reaksiyonları.
Kan düzeyinin azaldığı durumlar: Tifo, paratifo, tularemi, bruselloz, influenza, kızamık, enfeksiyöz hepatitler, psittakoz, tifüs, kala azar, malarya, milier tüberküloz, septisemi, çok uzun süren bakteryel enfeksiyonların sonunda, pernisiyöz anemi, aplastik anemi, hipersplenizm, Gaucher’s hastalığı, Felty’s sendromu, Chediak-Higashi sendromu, paroksismal nocturnal hemoglobinüri, iyonize radyasyon nedeniyle, anaflaktik şok ve SLE neticesinde.
Not: 1-15 yaşlar arasında lökosit sayısı 20’li yaşlara oranla daha düşük saptanır. 30 yaşından sonra ise erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek seviyelerde gözlenir.
Diferansiasyon: Lökositleri, yani beyaz küreleri tiplerine göre ayıran hemogram cihazları piyasada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu cihazlar hem alt tiplerin sayısını, hem de yüzdelerini vererek anormal dağılımların tespitine ve periferik yayma hazırlanmasına olanak sunmaktadırlar. Genel olarak lökosit alt tipleri aşağıdaki gibidir:
Kanımızın içinde dokularımıza oksijen taşıyan hücreler, iltihap hücreleri ve pıhtılaşma ile ilgili hücreler bulunmaktadır. Bu hücreler dışında, pıhtılaşma proteinleri olan fibrinojen, metabolik artıklar, öncül maddeler, yağlar, şeker, hormonlar, fonksiyonel proteinler, enzimler, mineraller, moleküller, vücudun korunma sistemleri, bağ dokuları ile ilgili birçok madde, tümör belirleyiciler ve vücut sıvımız gibi birçok madde kanımızda bulunmaktadır.
Önceden yapılmış standart testlerle bu maddelerin kandaki miktarları standart açlık sürelerine göre belirlenmiştir. Belirlenen bu miktarlar Normal Değerler olarak ifade edilir.
Kan Parametrelerindeki Değişim Hangi Nedenle Olur?
Vücudumuzun herhangi bir yerinde hücresel yıkım artmış, yani o doku hastalıklarla savaşmakta ise, bu hücrelerin içerikleri normalin üzerinde bir seviyede kana karışır. Bu şekilde, bu tip hücrelerin bulunduğu yerde ya da hücrelerin fonksiyonlarında bir problem olduğu anlaşılır.
Vücudumuzda normal olarak bulunmasi gereken bir madde azalmış ya da artmış olabilir. Bu, çok çeşitli sorunlar nedeniyle olabilir. Örneğin demir eksikliği tespit edilmesi bu mineralin alımında, emiliminde, taşınmasında olabilecek sorunları araştırmaya yön verirken, kanama ile kaybını da düşündürebilir. Bu konudaki örnekler çoğaltılabilir.
Vücudumuzda normal şartlarda bulunmaması gereken bir madde yüksek bulunabilir. Bu kanser veya iyi huylu da olsa tümör, sistemik, genetik kaynaklı hastalıklar ve benzeri durumlara işaret eder.
Kanımızdaki hücreler yine çeşitli nedenlerle artmış ya da azalmış olabilir. Kırmızı kan hücrelerinin (eritrositler) dağılım ve büyüklükleri, iltihap hücrelerinin (lökositler) tipleri, pıhtılaşma hücrelerinin (trombosit veya plateletler) dağılımları bize yine birçok kan hastalığı hakkında bilgi verir.
Hemogram, Tam Kan Sayımı:
Testin anlamı: Tam kandaki hücreleri saymak için kullanılan testtir. Genel olarak WBC (lökositler), RBC (eritrositler), PLT (trombositler)’in sayıları ve diğer hesaplamaları içerir. Anemi, enfeksiyonlar, lösemi ve bazı kanama bozuklukları için yararlı bir testtir. Genel olarak bir hemogram testinin parametreleri ve bunların anlamları aşağıda özetlenmiştir.
Gerekli örnek: Hemogram tayini için gerekli tam kanı lavanta kapaklı kan tüplerine (EDTA’lı) alın, 2.0 mL EDTA’lı tam kanı orijinal tüpünde gönderin.
Referans değerler: Yukarıda her test için ayrı ayrı yazılan referans aralıklar sonuç raporunda ayrıntılı olarak sunulacaktır.
WBC (White Blood Cell, Beyaz Küre, Akyuvar) Lökosit (LEU) Sayısı:
Testin anlamı: Kandaki iltihap hücrelerinin sayımıdır. Enfeksiyon ve hastalıklara karşı vücudun birincil savunma hücreleridir. Vücudumuzun herhangi bir yerinde farkında olduğumuz ya da olmadığımız bir enfeksiyon (bakteri ya da virüs kaynaklı), alerjik ya da sistemik bir reaksiyon olup olmadığını, kısaca vücudumuzun romatizma, kanser, ateşli hastalıklar, otoimmun hastalıklar gibi bir hastalıkla savaşmakta olup olmadığının genel göstergesidir. Genel olarak bakteriyel enfeksiyonlarda arttıkları viral enfeksiyonlarda azaldıkları söylenebilir.
Kan düzeyinin arttığı durumlar: Lösemiler, lökemoid reaksiyon, enfeksiyon, akut hemoliz, akut hemorajileri takiben, splenektomi sonrası erken dönemde, polisitemia vera, egzersiz, menstruasyon, soğuğa maruz kalma, anestezi, doğum, paroksismal taşikardi, güneş ışığına maruz kalma, UV radyasyon, epilepsi, kusma, bulantı, elektrik şoku, kabakulak, su çiçeği, kronik enfeksiyonlar, lenfomalar, doku nekrozları, kemik iliğini tutan bazı tümörler, ilaç ya da metabolik intoksikasyon, hipersensitivite reaksiyonları.
Kan düzeyinin azaldığı durumlar: Tifo, paratifo, tularemi, bruselloz, influenza, kızamık, enfeksiyöz hepatitler, psittakoz, tifüs, kala azar, malarya, milier tüberküloz, septisemi, çok uzun süren bakteryel enfeksiyonların sonunda, pernisiyöz anemi, aplastik anemi, hipersplenizm, Gaucher’s hastalığı, Felty’s sendromu, Chediak-Higashi sendromu, paroksismal nocturnal hemoglobinüri, iyonize radyasyon nedeniyle, anaflaktik şok ve SLE neticesinde.
Not: 1-15 yaşlar arasında lökosit sayısı 20’li yaşlara oranla daha düşük saptanır. 30 yaşından sonra ise erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek seviyelerde gözlenir.
Diferansiasyon: Lökositleri, yani beyaz küreleri tiplerine göre ayıran hemogram cihazları piyasada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu cihazlar hem alt tiplerin sayısını, hem de yüzdelerini vererek anormal dağılımların tespitine ve periferik yayma hazırlanmasına olanak sunmaktadırlar. Genel olarak lökosit alt tipleri aşağıdaki gibidir:
Объяснение:
ПОДПИСАЙТЕС ДЛЯ МЕНЯ